- bir kenara
- bir kenara advbeiseite\bir kenara koymak beiseitelegen
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
Sözlük Türkçe-Almanca kompakt. 2015.
bir kenara atılmak — unutulmak, terk edilmek, ilgi kesilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük
kenara atmak — bir şeyin üstünde durmamak, önemsememek … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyadan elini eteğini çekmek — bir kenara çekilip çevresiyle ilgisini kesmek, toplumun yaşayışına karışmamak, dünya işleriyle ilgilenmez olmak Dünyadan elini eteğini çekmiş bir kimse için Anadolu nun bu ücra köşesinden daha uygun neresi bulunabilir? Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
dünyadan geçmek (veya el çekmek) — bir kenara çekilip toplum yaşamına karışmamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
büzülmek — nsz 1) Büzme işi yapılmak Sağ gözünün kuyruğu çiçek bozuğundan hafifçe büzülmüştü. R. N. Güntekin 2) e, mec. Korku, şaşkınlık, soğuk vb. etkenlerle bir kenara sinmek, bir kenara çekilmek Geniş hasırlı sofanın bir kenarına da biz büzülmüştük. F. R … Çağatay Osmanlı Sözlük
atmak — i, e, ar 1) Bir cismi bir yöne doğru fırlatmak Taşı suya atmak. 2) Bir şeyi yere doğru bırakmak 3) Bir kimsenin ilişiğini kesmek Adamcağızı berbat bir yere attılar. 4) e, nsz Koymak Mutlaka yemeklerimize biber atmayı âdet edinmişiz. B. Felek 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatırmak — i, e 1) Bir kimsenin bir yere yatmasını sağlamak Çocuğu bir kenara yatırdım ve kadını omuzlarından tutup bir taşa dayadım. Y. K. Karaosmanoğlu 2) i, de Uyutmak Gece beni en üst katta bir odada yatırdılar. Ö. Seyfettin 3) i Eğmek, yatık duruma… … Çağatay Osmanlı Sözlük
Bengü — Naissance 23 avril 1979, Izmir … Wikipédia en Français
camit — sf., di, esk., Ar. cāmid 1) Cansız Bir kenara bırakılıvermek, bir camit eşya gibi ayak ucuyla itilmek ne korkunç. P. Safa 2) Donmuş … Çağatay Osmanlı Sözlük
dinlenme yapmak — istirahat etmek, dinlenmek, yorgunluk çıkarmak Şoför ve muavini, üstleri yağ ve toprak içinde, yüzlerinde siyah terler damlayarak bir kenara oturup uzunca bir dinlenme yapıyorlardı. Sabahattin Ali … Çağatay Osmanlı Sözlük